spot_imgspot_img

Mutlu bir ilişkinin dört temel taşı

Mutlu ilişkilerin sırrı teoride basit görünse de pratikte sürekli bir çaba gerektiriyor.

Frontiers in Psychology dergisinde Temmuz 2025’te yayımlanan bir çalışmaya göre, tatmin edici bir ilişki ve bu ilişkinin uzun soluklu olması bazı temel niteliklere bağlı. 500’den fazla kadın ve 300 erkek katılımcının yer aldığı çalışmada, araştırmacılar çiftlerin yıllar geçtikçe mutlu kalmasını sağlayan dört temel niteliği belirledi.

Bağlanma güvenliğinin temeli: ilişkilerde güven ve denge

Araştırmalar, bir bireyin bağlanma stili ne kadar güvensiz olursa, ilişkisinden aldığı doyumun da o kadar düşme eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Kaçınan ve kaygılı bağlanma stillerine sahip kişiler reddedilme ve terk edilme korkusu yaşıyor; ancak bu korkuya farklı tepkiler veriyor.

Kaygılı bağlanma, ilişkide daha yüksek güvence ihtiyacı ve düşük öz saygı olarak kendini gösterirken, kaçınan bağlanma ise duygusal yakınlıktan kaçınma, aşırı bağımsızlık ve eşine karşı savunmasız olmakta zorlanma gibi duygusal mesafe koyan davranışlarla kendini belli ediyor.

Ancak uzmanlar, bu stillerin bireyleri sınırlamadığının altını çiziyor. Kişinin ilişkideki eğilimlerini anlamaya yarayan bir araç olan bağlanma stillerinin, sabit kişilik özellikleri olmadığı ve dolayısıyla değişebileceği vurgulanıyor.

Güvenli bağlanma ise güven, açıklık ve duygusal yakınlığa açık olmayı ifade ederken, bu stil, samimi iletişim, yakınlık rahatlığı ve dengeli bir bağımsızlıkla kendini gösteriyor. Güvenli bağlanan bireyler, kendi başınalık ile eşleriyle kurdukları yakın ilişki arasında sağlıklı bir denge kurabilir. Uzmanlara göre, güvensiz bağlanma eğilimindeki kişiler, ilişkilerinde güvende olduklarını öğrenmeye ihtiyaç duyar.

Süreç, kişinin öz farkındalık geliştirmesini, duygularını düzenlemeyi ve eşinden gelen tutarlı, olumlu davranışlarla güvence bulmasını gerektirebilir. Bu kişiler için ilişkilerinin “doğru” olduğuna ve iyi muamele göreceklerine dair daha fazla kanıt gerekebilir; ancak bu koşullar sağlandığında, güvenli bir bağın getirdiği mutluluk ve istikrarı deneyimleyebilirler.

İlişkide güven temelini inşa etmek

Araştırmalar, ilişkide yüksek düzeyde güven hissinin, ilişki tatminiyle doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor. İlişkide güven, partnere her koşulda güvenebileceğini hissetmek demek.

Mutlu ilişkilerde bireyler, eşlerinin davranış ve niyetleri konusunda samimi ve dürüst olduğuna güven duyarken, aynı zamanda ilişkiyi yaşatmak için sürekli çaba göstereceğine ve onları olduğu gibi sevdiğine inanıyor. Bu tür ilişkilerde aynı zamanda, partnerlerin kendilerini küçük görmeyeceğine, kontrol etmeyeceğine veya davranışlarında beklenmedik köklü değişiklikler yapmayacağına dair bir güven duygusu hakim.

Uzmanlar, güven temeline dayanan bir ilişkinin, bireylerin kendilerini rahat, huzurlu ve emin hissettikleri bir ortam yarattığını, bunun da çiftleri başarı ve uzun ömürlülüğe taşıdığını vurguluyor.  

Eşit sorumluluk ve “karşılıklılık” bilinci

İlişkide güvenin, öncelikle  kişinin kendine olan inancıyla başladığını belirten araştırmacılara göre, partnerler “iyi” bir eş olabileceklerine ve ilişkinin gidişatına olumlu ve anlamlı bir katkı sağlayacaklarına inandıklarında “ilişki öz-yeterlilikleri” artıyor. Bu durum, kişinin etkili iletişim kurma, zorlukların üstesinden gelme ve ilişkinin kalitesini artırma konusundaki kendine güveni anlamına geliyor.

İlişkide öz-yeterlilik, 2025 yılı çalışmasının araştırmacılarına göre ilişki doyumuyla güçlü bağı olan “karşılıklılık” özelliğinin temel bir parçası. Karşılıklılık, birbirini bir bütünün parçası olarak görmek ve ilişkide karşılıklı fayda sağlayan davranışlar sergilemek demek. Bu durum, her iki tarafın da iş birliği, bağlılık, destek ve gerçek bir dayanışmaya öncelik verdiği anlamına geliyor.

İlişkide hissedilen karşılıklılık ne kadar yüksekse, çiftler kendilerini o kadar mutlu hissediyor. Bunun nedeni, hem ilgi gösterebileceklerini hem de derinden ilgi görebileceklerini bilmeleri. Araştırmacılar, “Romantik bir ilişkide karşılıklı olarak duygusal destek sağlayabileceği ve alabileceği inancına sahip bireyler, aynı zamanda ilişkilerinden daha fazla memnun olurlar,” görüşünü paylaşıyor.

Tatmin edici bir cinsel yaşam

İlişkilerde cinsel tatmin yüksekse, ilişki doyumunun da yüksek olması beklenen bir durum, ancak bu bağlantının ardında yatan nedenler, fiziksel olmaktan çok duygusal temellere dayanıyor. Cinsel yaşam, çiftler arasındaki çekim ve tutkunun yanı sıra, duygusal yakınlığın da önemli bir göstergesi konumunda.

Scientific Reports’ta 2023’te yayınlanan bir araştırma, sadece sevgi dolu bir dokunuşun bile kişide sevgi hissini güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Her çift için tatmin edici bir cinsel yaşamın tanımı farklı olsa da, doğru formülü bulmak ilişkide daha derin bir bağın kapısını aralayabilir.

Partnerler, cinsellik aracılığıyla sevildiğini, arzulandığını ve önemsendiğini hissedebilir. Sonuç olarak, mutlu ilişkilerin sırrı teoride basit görünse de pratikte sürekli bir çaba gerektiriyor. Mutlu çiftler, hayatın iniş çıkışlarında bir bütün olarak kalıp, birbirine yakınlaşmaya odaklanıyor ve gelecek yıllara taşıyacakları sarsılmaz bir güven, sıcaklık ve güvenlik duygusu inşa ediyor.  

Bültenimize abone olun, en son haberler, özel içerikler ve duyurulardan haberdar olun.

spot_img