Aşırı uyum tepkisi, savaş-kaç-don tepkileri yerine geçen; çatışma veya tehlikeden kaçınmak amacıyla insanları memnun etmeye ve başkalarını yatıştırmaya dayanan bilinçdışı bir travma tepkisi olarak tanımlanıyor.
Araştırmalara göre, bireyler iki temel nedenden ötürü aşırı uyum tepkisi davranışına başvuruyor. Birinci neden kendilerini veya başkalarını fiziksel ya da duygusal zarardan korumak. İkincisi ise zarar veren kişiyle, örneğin bakım verenle, duygusal bağ kurmak veya bu bağı güçlendirmek.
Bu tür bir tepki travmatik olay anında uyum sağlayıcıdır; saldırganı yatıştırarak kişinin zarar görmesini önlemeye yardımcı olur.
Sınır koymakta zorlanma
Genellikle çocukluk döneminde gelişen aşırı uyum tepkisine sahip kişiler, fazlasıyla uyumlu olurlar. Bu bireyler, başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyar ve güvenliklerini sağlamak için bile olsa “hayır” demekte zorlanır.
Bu durum, kişinin ilişkilerde kendini kaybetmesine ve yetişkinlikte sınır koymakta zorlanmasına yol açabilir.
Dengesiz, istismara açık veya kaotik bir evde büyümek, duygusal uzaklaşmanın ya da kopuşun en önemli risk faktörlerinden biri. Bu tür evlerde sevgi koşulludur, özgünlük değer görmez ve çocuklar genellikle kendilerini güvende hissetmezler.
Öngörülemeyen bir ortamda hayatta kalmak için çocuklar “ortamın nabzını tutmayı” öğrenir. Duygusal atmosferi değerlendirir, tepkilerini ailenin öngörülemez üyelerinin ruh haline göre şekillendirirler.
Bu çocuklar, herhangi şekilde saldırıya uğradıklarında kendilerini korumak için saldırganı yatıştırmaya veya memnun etmeye çalışırlar.
Kendi isteklerini ve gerçek benliklerini bastırarak uyumu ve huzuru korumaya çaba gösterirler. Bu tür zorlu ailelerde büyüyen çocuklar, kim olduklarını anlamakta zorlanır.
Bunun yerine, rahatsızlıklarını gizlemeyi, kendi ihtiyaçlarını küçümsemeyi öğrenirler. Çatışmadan kaçınır, aşırı derecede uyumlu olmaya ve memnun etmeye yönelirler.
‘Yetişkinlikte büyük bedeller doğurabilir’
Bireyler, aşırı uyum tepkisini uzun vadede, günlük stres kaynaklarına, örneğin patronla yaşanan zorlu etkileşimlere, karşı otomatik bir tepki olarak kullanmaya devam ederse olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Psikolog Ingrid Clayton, kaleme aldığı son kitabında, bu çocukluk travma tepkisinin yetişkinlikte ilişkilerde nasıl uzaklık yarattığını inceliyor. Clayton’a göre çocuklukta kişiyi güvende tutan ancak bilinçli bir tercih olmayan aşırı uyum tepkisi, yetişkinlikte büyük bedeller doğurabilir.
Aşırı uyum tepkisi davranışı, insanları memnun etme çabası gibi görünebilir; ancak psikolog Clayton’a göre bu ikisi birbirinden oldukça farklı. Zira, aşırı uyum tepkisi bir kişilik özelliği veya karakter zayıflığı değil, bir hayatta kalma becerisi.
Çatışmadan kaçınmak, onay görmek veya sosyal etkileşimleri kolaylaştırmak için kullanılan insanları memnun etme davranışı ise daha bilinçli bir tercih.
Çocuklukta gelişen bu zamanla ikinci doğa haline gelebilir. Ancak bu kalıcı durum, yetişkinlikte yakın ilişkilerde engeller yaratır ve samimiyetin önünde görünmez bir duvar örer.
“Bu bireyler kendini korumak ile özgüvenini yükseltmek arasında kaldığında, beden her zaman güvenliği seçer.” diyen Clayton’a göre aşırı uyum tepkisi davranışına sahip kişiler özverili, güvenilir ve uyumlu gibi olumlu oldukları söylenerek övülür.
Yardımseverlik, uyumluluk, empati, fedakârlık gibi özelliklerin her kültürde özellikle kadınlara, dışlanmış gruplara çocukluktan itibaren öğretildiği için aşırı uyum tepkisini fark etmek güç olabilir.
Bu nedenle bireyler, kronik kaygı, kimlik kaybı ve bedensel, somatik sıkıntı yani psikolojik ve duygusal zorluklar nedeniyle ortaya çıkan fiziksel belirtileri çoğu zaman göz ardı eder.
Kişinin kendi benliğini silikleştirmesi fark edilmesi zor bir durum olduğu için aşırı uyumluluk tepkisi her zaman bir travma tepkisi gibi görünmeyebilir.
Kronik yalnızlık ve utanç
Aşırı uyumluluk tepkisi gösteren kişiler aile buluşmalarına katıldıklarında kibar sözler eder, yüzeysel samimiyetler kurar ve kendilerinden beklenen rolleri yerine getirirler; ancak bu etkileşimler genellikle sahici bağlardan çok, bir performans niteliği taşır.
Bu kişiler, bağ kurmakta yaşadıkları sorunları kendi kişisel yetersizlikleri olarak görebilirler. Oysa Clayton’a göre, sürekli kendini sansürlemek ve herkese uymaya çalışmak son derece yorucudur. Daha da kötüsü, bu davranış zamanla kişinin benliğini ve bireyselliğini aşındırır.
Görülmediğini ve duyulmadığını hisseden kişi, kronik bir yalnızlık, özgüven eksikliği ve utanç duygusu yaşayabilir. Uzaklaşma ya da yabancılaşma yalnızca temasın yokluğu değil; temas ya da ilişkideki mesafe ve kopukluk hâlidir.
Aşırı uyumluluk tepkisi davranışı, bireyin ailesiyle ve hatta kimi zaman kendisiyle dahi yabancılaşmasına açabilir.
Özellikleri neler?
Fawning terimi ilk kez psikoterapist Peter Walker tarafından 2013 yılındaki bir çalışmada kullanıldı.
Aşırı uyum travma tepkisi davranışının özellikleri şöyle sıralanabilir:
Kronik şekilde insanları memnun etme: Çatışmadan kaçınmak için başkalarıyla sürekli olarak aynı fikirde olma.
Aşırı özür dileme, özellikle de yanlış bir şey yapılmadığı durumlarda: Özür dilemek, işleri yoluna koyma veya eleştiriden kaçınma girişimi olabilir.
Aşırı tetikte olma ve ortama uygun şekilde değişme: Başkalarının ruh halini sürekli izleme, başka birine uyum sağlamak için tonu, beden dilini veya yüz ifadesini değiştirme. Konuşma, tavır ve görünüşü de çeşitli sosyal durumlara uyacak şekilde değiştirme pratiği.
Başkalarına aşırı bağımlı olma: Diğer insanların fikirleri olmadan karar vermekte zorlanma.
Zorlayıcı bakım verme: Reddedilmekten kaçınmak için birinin refahı ve mutluluğunu sağlamak için sorumluluk alma veya birinin duygularını düzenlemeye çalışma.
Sınır koymakta zorlanma: Sınırların bencilce algılanacağı ve çatışma çıkaracağı korkusu ve bu nedenle ihtiyaçları ifade etmekte ve limitler koymakta zorlanma.
‘Problem çözücü’ veya arabulucu olma, sorunları çözme, anlaşmazlıkları uzlaştırma veya hatta kendini silme noktasına varacak kadar aşırı empati kurma.
Performatif uyumluluk: Sevilmek için aslında öfkeli veya bağlantısız hissedildiği durularda bile aşırı derecede aynı fikirde olma, gülümseme, baş sallama ve övgüde bulunma.
Bu tepkiyi gösteren kişiler ne yapabilir?
Aşırı uyumluluk tepkisi genellikle kişiler arası ya da karmaşık travmalara verilen bir yanıt olduğundan, bunun günlük stres faktörleri karşısında kullanılması, iyileşme ihtiyacına işaret ediyor olabilir. Bu bireyler, travma odaklı yaklaşımla çalışan bir uzmandan psikolojik destek alabilir. Travma odaklı yaklaşım; bütüncül, güçlendirici, bireyin güçlü yönlerine odaklanan, işbirliğine dayalı ve farkındalığı yüksek bir yaklaşımdır.


